Cafe Olive Anasayfa

Anasayfa

Sanat Galerisi

Akköy Nerede ?

Bize Ulaşın

 

Akköy Lagünü Her Mevsim Yürünebilecek Güzel Bir Parkur

Akköy Lagünü

Akköy Lagünü veya Akköylüler arasındaki ismiyle çorak Akköy Dalyanına verilen isimlerden bir kaçı.
Pek çok canlı türüne ev sahipliği yapan çorak, dümdüz tuzlu alüvyonlarıyla Menderes nehrinin izlerini taşıyor.
Akköyden Milete giderken asfaltı değil tozlu yolu takip edin. Yürüyüş için en uygun zaman sabahlar...
Akşamın çökmesiyle ısırgan sivrisinek bulutları kararıyor.
Sivrisinekler yazları var.
Yol toprak ve civardaki tarlalarda hayvancılık yapanların köpekleri var. Toprak yolu devam edince hiçbir yol ayrımına sapmadan iniş başlıyor. Devam edince solda önünde mermerden kurnaları olan eski bir çeşme var. Suyu kaynaktan geliyor.
Devam edince, yer yer deniz börülceleriyle kaplı dümdüz bir çorak sizi karşılıyor. Yol boyunca Akköy dalyanında çalışan balıkçılarla, çobanlık yapan köylülerle karşılaşabilirsiniz.

 

Bafa Gölü - Kapıkırı - Herakliya

Bafa gölü kenarındaki turistik konaklama tesislerinin hemen hemen hepsinin gölde tekne turu yapmak için tekneleri, manastırlar ve burçlar arasında yürüyüş yapmak için tam donanımlı yürüyüş rehberleri var.
Bafa gölü, yürüyüş - treking - aktivitelerinin toplu halde yapılageldiği en organize yerdir dersek yanlış olmaz.
Bafa gölü civarındaki motel - pansiyon türü konaklamaların internet sitelerine göz atınca hemen hepsinin hizmetleri arasında bir yada bir kaç yürüyüş programı olduğunu görüyoruz...
Koskoca kayalar arasından çam ve zeytin ağaçları arasından kekik kokulu zirvelerde saklı güzellikleri keşfetmeniz için rehber şart...
Konaklayacağınız tesise önceden telefon açıp bilgi alırsanız daha garanti olur. Böylelikle orada yürüyüş için gelmiş bir gruba dahil edilme şansınız da kuvvetlenir.

Pardus... Özgürlük İçin...
Pardus işletim sistemini denediniz mi?





Müze Gezdiren Kart

"Eğer tüm vücut bölümleri ılımlı düzeyde kullanılır ve egzersiz yaptırılırsa sağlıklı olur, iyi gelişir ve geç yaşlanılır, eğer kullanılmaz ve kendi haline bırakılırsa hastalıklara yatkın olur, sağlıksız gelişir ve hızlı yaşlanır" Hipokrat, M.Ö. 5. yüzyıl

 

 

Beden gücü gerektiren işlerde çalışanları saymazsak; masa başında çalışanlarımız olarak büyük bir hareket tembelliği söz konusu. Her ne kadar koşuşturmaca sürüp gitse de; hareket için ayırdığımız süre yavaş yada hızlı -kent yaşamına geçtikçe- kısalıyor.

Çağımızın hastalığı stresin beraberinde getirdiği şişmanlık, iktidarsızlık, iştahsızlık, gibi çeşitlendirilebilir daha pek çok sağlık sorunu uzmanlar tarafından "Günümüz yaşamı bireyleri fiziksel anlamda giderek daha hareketsiz kılmasıyla ilişkilendiriliyor..
Hareketsizlik, şişmanlık, kemik erimesi ve kalp-damar hastalıkları başta olmak üzere birçok sağlık sorununun görülme sıklığını önemli derecede artırıyor.
İşte bunun için egzersizi, günlük yaşam döngümüzün vazgeçilmez bir parçası haline getirmemiz gerek.

Sabah ve akşamları iş çıkışından sonra biraz dinlenip; kendinizi bu dinlenmeyle psikolojik olarak hazırlayıp yine bu yürüyüşlere katılabilirsiniz. Zaman içinde kondüsyon kazanıp bunu Jogging (hafif tempolu koşu)e de çevirebileceğiniz gibi, yürüyüş rotanızı çeşitlendirip, temponuzu yükseltmek de sizin elinizde.
Didim ve çevresi iklim olarak sağlık turizmi yapılabilecek sayılı bölgelerden. Her mevsim güneş var.

Sonbahar daha bir başka güzel ve bu yazının devamında yürüyüş için bilinmesi gereken bilgilere ulaşacaksınız

Altınkum Didim Menderes Deltası, Bafa Gölü Milli parkı genelinde yürüyüş yapabileceğiniz; pedal çevirebileceğiniz parkurları içeren makaleler için bu kış köpeklerimizle birlikte uzun yürüyüşlere çıkacağız çiftten sabandan vakit buldukça...

Hipokrat'tan günümüze her çağdaki hekimler egzersizin iyi bir sağlık alışkanlığı olduğunu vurguladılar. Sonrasında ise; egzersiz, hastalıklardan koruyan ve var olan hastalıkları tedavi etmekte yardımcı bir ilaç olarak reçete edilmeye başlandı.

Neden yürüyüş?

- Yürüyüş, kalp kası dahil, vücut kaslarını kuvvetlendirerek daha etkin çalışmalarını sağlar.
- Egzersiz ve stres durumunda arteriel kan basıncında (tansiyonda) oluşan yükselmeyi azaltır.
- Yürüyüşün kan basıncını (tansiyonu) düzenleyici etkisi vardır.
- Yürüyüş, kalp kasının yan damarlardan beslenmesini destekler. Her bir kasılmada kalbin pompaladığı kan miktarını artırarak, istirahatte kalp atım sayısını (nabzı) azaltır. Böylece kalbin ana damarlarında oluşacak tıkanıklıkların vereceği zarar azaltılır. kan akımını ve kan damarlarının miktarını artırarak dolaşımı iyileştirir, kalp-damar ve beynin damarsal hastalıkları riskini azaltır
- Sindirimi kolaylaştırır, şişmanlık riskini azaltır. Lenfatik dolaşıma yardımcı olur.

- Beyine oksijen sağlanmasını artırarak zihinsel keskinlik ve yaratıcı düşünce potansiyelini artırır. Koordinasyonu iyileştirir.
- Egzersiz sırasında ve sonrasında metabolizmayı uyarır. Solunumsal kapasiteyi ve aerobik gücü artırır, dayanıklılığı artırır, yorgunluk duyumunu engeller
- Büyümeyi ve travma sonrası toparlanmayı olumlu etkiler.
- Kan yağlarının (trigliserid ) düzeyini düşürür.
- Yürüyüş, HDL/ LDL (iyi huylu / kötü huylu) kolesterol dengesini düzenleyerek damar hastalıkları riskini azaltır.
- Eklem ve kasların esnekliğini artırarak bel ve boyun ağrılarını hafifletir, kemiklerin sertleşmesini ve kuvvetlenmesini sağlar.
- Uykusuzluğu azaltır ve rahatlamaya yardımcı olur.
-
Yürüyüş, vücudun doğal keyif verici hormonları olan endorfinlerin salınımını sağlar.
- Yürüyüş, yaşlanma sürecini geciktirerek daha genç bir görünüm sağlar.
Yürüyüş, moral, özgüven ve iyimserliği artırır.

Yürüyüş öncesi sağlık kontrolü ve programlaması yapmalı mıyız ?

Öncelikle kişinin yürüyüş programından beklentisi ortaya konmalıdır (sağlıklı yaşam egzersizi, boş zaman değerlendirme, zayıflama programına destek, tıbbi bir sorunun tedavisine destek vb.). Ardından yaş ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişen ayrıntıda bir sağlık kontrolü yapılmalıdır. Örneğin 40 yaş altında tıbbi sorunu olmayan bir bayan için basit bir fizik muayene ve elektrokardiyografi (EKG) yeterli olurken, 45 yaş üzerinde yüksek tansiyon yakınması olan bir erkek için kalp dinleme, tansiyon ölçme, elektrokardiyografi ve kan yağlarının tetkiki gibi daha ayrıntılı bir risk analizi gerekir. Benzer şekilde, diyabetli bir kişinin yürüyüş süresi, osteoporozlu ve yüksek tansiyonlu bir kişinin ise yürüyüş şiddetine ilişkin sınırlamalara uyması gerekir.
Özellikle ilk yürüyüş seansı deneyimlerinin eğlenceli, zindeleştirici olması ve fiziksel anlamda fazla zorlayıcı olmaması önemlidir. Başlangıç programının yavaş ve dereceli artan formda olması, kişinin fiziksel aktivite hakkında olumlu bir tavır geliştirmesiyle birlikte programa bağlılığın uzun süreli olmasını sağlar.

Ne sıklıkta ve ne kadar süre yürümeliyiz?

Özel durumlar dışında bir yürüyüş seansı 60 dakika kadar sürmelidir. Yavaş hızda yürüyerek ısınma ile başlamalı, gerçek çalışma temposunda yürüyerek sürmeli, düşük hızda yürüyüş ve açma-germe (stretching) hareketlerinden oluşan soğuma ile sona ermelidir. Ortalama olarak Her seansta 300 - 500 Kcal enerji harcanmalıdır.

Önerilen yürüyüş sıklığı haftada 3-5 seanstır. Uzun süreli düzenli egzersiz geçmişi olanlar için 5 seans uygun iken, yeni başlayanlar ve özellikle eklemlerinde aşınma sorunu olabilecekler için 2-3 seans yeterlidir. Fizik kondisyonu çok düşük olup 45 - 60 dakikalık bir seansı tamamlayamayacak olan kişiler, günde iki kez 15 dakikadan başlayan ve giderek süresi artan bir programı benimseyebilirler.

Yürüyüşte giyilecek ayakkabı nasıl olmalı?
Yürüyüş sırasında hava koşullarına uygun giysiler ve zemine uygun ayakkabı seçilmelidir. Özellikle ayakkabının zeminden gelen şoku yeterince absorbe etme (emme) özelliğine sahip olması, yürüyüşçünün ayak-bacak kaslarının ve eklemlerinin sağlığı açısından büyük önem taşır. Bu amaçla yürüyüş ve jogging için geliştirilmiş olan hava tabanlı, hafif ve esnek ayakkabılar seçilmelidir. Çok sert, çok yumuşak, yere temas yüzeyi dar vence tabanlı ayakkabılar yürüyüş için uygun değildir. Ayakların rahatlığını ve yürüyüşün etkinliğini artırmak için farklı ayak tiplerine göre önerilen ayakkabı bağlama teknikleri vardır.

Yürüyüşte giysi nasıl olmalı ?

Sıcak havada açık renkli ve hava alan hafif giysiler, soğuk havada vücut sıcaklığını koruyucu tabaka oluşturan ince ve katmanlı giysiler ve gerekiyorsa yağmurluk ve rüzgarlık kullanılmalıdır. Terleyerek kilo verme düşüncesiyle vücudu naylonlu materyal ve giysilerle sarıp hava almasını önleme uygulamaları son derecede zararlıdır.

Yürüyüş öncesi neler yemeliyiz ?

Yürüyüşün aç ya da tok karınla yapılması kişinin önceki deneyimleriyle belirleyeceği bir konudur. Ancak sabah erken yapılan yürüyüşte geceden itibaren aç kalındığından kan şekerinin düşme olasılığı yüksektir. Yine ağır bir öğün sonrası hemen yapılan yürüyüşte kan şekerinde ani artışı izleyen ani bir düşme ya da kanın sindirim sistemine yönlenmesi ile çevresel damarlarda kanlanamama olasılığı göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle günün hangi saatinde olursa olsun yürüyüşe başlamadan önce yüksek miktarda şeker içermeyen hafif bir atıştırma yapılmasında yarar vardır. Diyabet hastaları bu konuda istisna oluşturmaktadır. Diyabetlilerin gerek yürüyüş programı gerekse öğünleri ve insülin uygulama zamanı hekimi tarafından belirlenmelidir.

Yürüyüş öncesi ve yürüyüşte nasıl sıvı almalıyız ?

Her türlü egzersizde olduğu gibi yürüyüşte de vücudun sıvı dengesinin yerinde olması gerekir. Bu nedenle kişi gün boyu yeterince sıvı almak yanında yürüyüşten 1 saat önce 300 - 500 ml., 5 dakika önce de 100 - 150 ml. sıvı alarak başlamalıdır. Sıcak havalarda yürüyüş sırasında her 20 dakikada bir 150 - 200 mi. kadar sıvı almayı sürdürmelidir. Yürüyüşün bitimini izleyen ilk 2 saat içinde de olabildiğince fazla sıvı alınmalıdır. Alınacak en uygun sıvı sudur. Bunun dışında sıvı almak istendiğinde içeceğin serin olmasına ve şeker içeriğinin yüksek olmamasına (100 mi. içecekte en çok 8 gr. şeker) dikkat edilmelidir. Yürüyüş sonrası alınacak sıvı içinse herhangi bir kısıtlama yoktur.

Yürüyüş sırasında veya sonrasında egzersiz yapmalı mıyız ?

Yürüyüş programının kas-iskelet sistemine sağlayacağı yararlan en üst düzeye çıkarmak için programın basit cimnastik hareketleri ile desteklenmesi önerilir. Yürüyüş parkurunun uygun bir yerinde ya da döndükten sonra evde, eklem hareket açıklığını korumaya yönelik hareketlerle stretching (açma-germe) hareketleri de yapılmalıdır.

Kişinin bulunduğu fiziksel uygunluk (fitness) düzeyinden bir üst düzeye ulaşması en az 3 hafta alır. Bu nedenle 3 haftada bir yürüyüş programı gözden geçirilip süresi, şiddeti (yürüyüş hızı) ya da haftalık seans sayısı artırılmalıdır. Programda kısa sürede yapılan keskin artışlar sağlık sorunlarına yolaçabileceğinden, dikkatli ve sabırlı davranılmalıdır.

Bu Sayfayı Yazdır